Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri!

Necip Fazıl Kısakürek, Türk edebiyatında önemli bir yeri olan usta şairlerimizden bir tanesidir. 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul’da dünyaya gözlerini açmış, öğrenim hayatına ise mahalle mektebinde start vermiştir. Yüksek öğrenimini görmeye başladığı sırada ise, şiire olan ilgisinin gün geçtikçe arttığını fark etmiştir.

İlginizi Çekebilir: Orhan Veli Kanık Şiirleri!

1921 yılında ”Yeni Mecmua” adlı dergide şiirleri yayınlanmaya başlayan şair, henüz 24 yaşındayken yazığı ikinci şiir kitabı olan ”Kaldırımlar” ile geniş bir kitle tarafından tanınmış ve benimsenmiştir. İslamcı bakış açısını yayın yoluyla duyuran ve aynı zamanda da ”Büyük Doğu Hareketi”’nin öncüsü olan Kısakürek, Büyük Doğu dergisinin ilk sayısını çıkararak edebi hayatında yol almış ve 1983’te de vefat etmiştir.

Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri!

Öyleyse; hayatını şiire, edebiyata ve bu uğurda yazdığı yayınlara adayan büyük ustanın eserlerinden bazılarını, biz de bu yazımızda sizlerle paylaşıyor olacağız. Konu ile ilgili görsellere yazımızın devamında, videolara ise son bölümünde ulaşabilirsiniz.

Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri!

Kaldırımlar

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler…
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi… – Necip Fazıl Kısakürek

necipppppppppppp

Canım İstanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım…
İstanbul,
İstanbul…

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik…
Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat…
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet…

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul…

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca’da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar…
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir ‘ Katibim’i…

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul…

necppp

Dalgalar

Sarmış deniz kızları gibi dalgalar bizi,
Uzun saçları gümüş, şeffaf tenleri fosfor.
Yumuşak başlarıyla sarsarak teknemizi,
Yolcu, gittiğin sahil nerde diye bağırıyor.

Ne bir kıyıdan eser, ne bir ışıktan eser,
Sulardan daha derin, yolun karanlıkları.
Dalgalar, yürüyünüz, arayalım beraber,
Başımızı dövecek yalçın kayalıkları! – Necip Fazıl Kısakürek

necpppp

Aydınlık

Uyan yârim, uyan, söndü yıldızlar,
Gün, karşı tepeden doğmak üzredir.
Her sabah güneşi seyreden kızlar,
Mahmur gözlerini oğmak üzredir.

Uyan yârim, sesler geldi derinden,
Karanlık oynadı, koptu yerinden;
İlk ışık, kapının eşiklerinden,
Şimdi bir gölgeyi kovmak üzredir.

Sevgilim, kapımı çaldı aydınlık,
Baygın gözlerimi aldı aydınlık,
İçimde tıkandı, kaldı aydınlık,
Bu aydınlık beni boğmak üzredir. – Necip Fazıl Kısakürek

necppppp

Dönemeç

Bir gündü, hava ılık
Ve cadde kalabalık

Bir kadın sapıverdi önümden dönemece;
Yalnız bir endam gördüm, arkasından, ipince.
Ve görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim,
Çarpıldım sendeledim.

Bir gündü mevsim bayat
Ve esnemekte hayat…..
Dönemeçten bir tabut çıktı ve üç beş adam;
Yalnız bir ahenk sezdim, çerçevede bir endam.
Ve tabutta, incecik, o kadın var, anladım;
Bir köşede ağladım..     – Necip Fazıl Kısakürek

necpppppp

Olmaz Mı?

Yön yön sarılmışım ne yana baksam;
Sarılan olur da saran olmaz mı?
Kim bu yüzü çizen sanatkâr ressam;
Geçip de aynaya, soran olmaz mı?

Bir parçacığım ben, bütüne hasret;
Zaman döne dursun, o güne hasret;
Ruhumsa zamanın üstüne hasret;
Ebediyet boyu bir an… Olmaz mı? – Necip Fazıl Kısakürek

Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri İle İlgili Video

İlginizi Çekebilir:Can Yücel Sözleri ve Şiirleri!
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Gece Sözleri
Gece Sözleri: Geceye Dair Etkileyici Sözler!
Orhan Veli Kanık Şiirleri
Orhan Veli Kanık Şiirleri!
can yucl 1
Can Yücel Sözleri ve Şiirleri!
Murathan Mungan Sözleri ve Şiirleri!
Murathan Mungan Sözleri ve Şiirleri
Kahraman Tazeoğlu Sözleri ve Şiirleri!
Kahraman Tazeoğlu Sözleri ve Şiirleri!
Turgut Uyar Şiirleri
Turgut Uyar’ın En Sevilen Şiirleri!

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bilgi Köprüsü | © 2024 | Tüm hakları saklıdır.

Mehmet Babul