Can Yücel Sözleri ve Şiirleri!
Can Yücel, Türk edebiyatında önemli bir yeri olan ve en dokunaklı mısraların altına imza atan, değerli şairlerimizden biridir. Kendisi edebiyata ve estetik şiir sanatına bir ömür adamış ve bu yolculukta çok sayıda kitap yazmıştır. Üstelik mesleki hayatında yaşadığı bir çok zorlukla da yine, içindeki edebi ruhun gücü sayesinde mücadele etmeyi başarmıştır. (İlginizi Çekebilir: Orhan Veli Kanık Şiirleri!)
Sosyal medya platformlarında ya da bambaşka mecralarda şairin söylediği kısa ama derin anlamlar içeren pek çok söze rastlamak mümkündür. Şiirlerinde ve sözlerinde, hayata, insana ve insanlığa karşı bakış açısını net bir şekilde yansıtan ünlü edebiyatçı; eserlerinde ana tema olarak aşkı işlemiştir.
Öyleyse bizler de; ünlü şairimizin, hayat boyu sizlere gerekli olabilecek, yüreklerinize dokunacak, kimi zaman ruhunuzu okşayacak, kimi zaman ise adeta bir öğüt niteliği taşıyabilecek, çeşitli sözlerine ve şiirlerine, bu yazımızda yer veriyor olacağız. Konuya ilişkin görsellere ve videolara yazımızın devamında ulaşabilirsiniz.
Can Yücel Sözleri!
- Çaresiz dertlere düştüm, yok mü bunun çaresi? Var: yaşamayı ölecek kadar sevmek !
- Küfür burjuvazinin ağzında lağım çukurudur, işçi sınıfının ağzında açan çiçektir.
- Hepimiz zirvede olmak istesek de asıl keyif oraya tırmanırken yaşadıklarımızdır.
- Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış kendi yolumu çizdiğimde anladım. – Can Yücel
- Ne hayır gelir öğüttüğü undan, sunmadığı somundan taşıma suyla dönen değirmenin…
- Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
- Kara kaşlı bir bulut geldi. Gürledi ama yağmadı değil yağmadı ama gürledi gitti.
- Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.
- Kuzu gibi olun diyorlar: Büyüyüp ortaya çıkınca, koyun gibi gütmek için sizi.
- Yalnızlığım benim çoğul türkülerim, ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi…
- Bilmelisin ki sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.
- Gururunu hiçe sayıp dön demezsen, her gün arkasından bakmakla yetinirsin.. – Can Yücel
- Bizimkisi bir aşk hikayesi değildi. Aşk idi bizimkisi, gerisi hikayeydi.!
- O da senin gibi seviyor mu dediler. İşte cevap veremediğim tek şey buydu.
- Bilmelisin ki, gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!
- Hiç kimse mükemmel değildir.
- Benim halim memleketin hali.
- Hayat zorludur ama biz daha zorluyuz.
- Parayla ‘klas insan’ olunmuyor.
- Vedalar acıtsa da, bazen gitmek gerekir.
- Var olan bir şey varsa, o da yokluğun senin.
- Bedenin yükünü ayaklar taşır, ruhun yükünü yürekler. – Can Yücel
- Kadından meleklik bekliyorsan, ona cennetini sunacaksın!
- Kırılmasın diye üzerine titrerdim. O hep üşüyorum sanırdı.
- Çabuk olgunlaşmak için zeki insanlardan çevre edinmek gerekir.
- Gülümsemek, daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava yoludur.
- Ağlayanı güldürebilmek; ağlayanla, ağlamaktan daha değerliymiş.
- Önemli olan bir omuza yaslanmak değil; o omuzda yaşlanmak..!
Can Yücel Şiirleri!
GÖZLERİM DOLUYOR
Faytonla gelirken Şafak’a doğru
Şıp dedi çamların içinden
Güneşe mâyil üç parça tekne
Bakmıyorlar küsotları birbirlerine
Gözlerim dalıyor değil
Gözlerim doluyor.
Mezarlık ki sıkıştığımda bir insanlık
En terkedilmiş kabri suladım
Bir top ışık başverdi topraktan
Gözlerime doluyor. – Can Yücel
KUŞLAR VARDIR
Kuşlar vardır, cana benzer havalarda;
Soğuksa kar, baharsa yaprak;
Bir başına büyür toprakta ömrümüz,
Güneşle yeşil elleriyle çıplak;
– Uslu ayaklarla başlamış yolculuk –
Yürünmez öyle, bazen durulur,
Ve iner erenler katına yorgunluk;
Kapanır sukun üzre kitaplar.
Nefeslerle sürüp giden yaşamamız
Bir su kenarına gelir durur;
Ekmekten, şaraptan öte nimetler vardır;
Yürünmez öyle hep, bazen susulur. – Can Yücel
SEVGİ DUVARI
Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
Çöpcülerin elleriyle okşardım seni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Dustuğum yer öyle açık seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi. – Can Yücel
20 YAŞ 35 YAŞ 40 YAŞ VE BUGUNKİ BEN
-Şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim- diye düşündüm.
Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.
Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.
Mumları da yaktım.
Bak hepsi, Erick Satie severdi.
Hatırladım.
Müziği de ayarladım… Geldiler…
20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.
Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
Yatıştırayım dedim.
-Sen karışma moruk- dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı. Evin de içine ettiler.
Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…
Yorumlar