Kadir Gecesinin Anlamı Nedir?
- Kadir Gecesinin Anlamı Nedir?
- Kadir Gecesi İle İlgili Video
Kadir Gecesi; islam dini inancına göre, yüce yaratıcı Allah tarafından, “Cebrail” adlı melek aracılığıyla Kur’an-ı Kerim’in son peygamber Hz. Muhammed’ e Nur Dağı’;ndaki Hira Mağarasında vahiy yoluyla gönderildiği gecedir. Bu mübarek geceden, Kur’an-ı Kerim’in 97. suresi olan ve beş ayetten oluşan “Kadir Suresi”nde ve 2.sure olan “Bakara Suresi”nin 185. ayetlerinde bahsedilmektedir.
Kadir Suresi, “Kur’an-ı Kerim’in Kadir Gecesi’ nde indirildiği” nden bahsettiği için, bu sureye Kadir Suresi adı verilmiştir. Kadir kelimesinin anlamı ”azamet” ve ”şeref” olup, Kadir Suresinin meali şöyledir: (Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla)
- Şüphesiz ki biz O’nu (Kur’ân’ı) Kadir gecesinde indirdik.
- Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?
- Bu gece, bin aydan daha hayırlıdır.
- O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için inerler de inerler.
- O gece, tan yerinin ağarmasına kadar süren bir esenliktir.
Görüldüğü gibi yukarıdaki Kadir Suresi’ nin mealinde, (İslam inancına göre) Kur’an-ı Kerim’ in bu mübarek gecede indirildiği ve yine bu gecenin “bin aydan daha hayırlı olduğu” bildirilmektedir.
Bakara Suresi’nin 185. ayetinin meali (bir kısmı) de şöyledir:
“ (o sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin….”
Yukarıdaki Bakara Suresi’nin 185. Ayetinin mealinde “Kur’an’ın Ramazan ayında indirildiği” beyan edildiğine göre; bu iki meal birlikte yorumlandığında; “Kadir Gecesi”’nin Ramazan ayının içinde bulunduğu” sonucuna varılmaktadır.
İslam inancına göre, Yaratıcının insanlara son peygamber olduğuna inanılan Hz. Muhammed aracılığıyla gönderdiği son mesaj olan Kur’an-ı Kerim’in indirilmesi, insanlık için çok önem arz ettiğinden dolayı, bu olayın gerçekleştiği gecenin de “özel ve anlamlı” olması da çok doğaldır.
Kadir suresinin 4. ve. 5. ayetlerinde, yine Kadir Gecesi’ nin özel bir gece olduğu, bu gecede Allah’ın izniyle melekler ve Cebrail’ in yeryüzüne indikleri ve gece boyunca yeryüzüne barış ve esenliğin hakim olacağı ifade edilmektedir.
Bu önemli gecenin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte; bu hususta sahâbelerden gelen rivayetlerde en çok Ramazan Ayı’ nın 27. gecesi öne çıkıyorsa da, buna dair kesin bir delil de yoktur. Kadir Gecesi ile ilgili sahih hadislere bakıldığında ise, Hz. Muhammed Peygamber’ in “Kadir Gecesi’ni Ramazan Ayı’ nın son 10 gününde ve özellikle de tek gecelerinde aramaları” şeklinde müslümanlara tavsiyede bulunduğu rivayet edilmektedir.
Bu hesaba göre de, Kadir Gecesi’nin “Ramazan Ayı’ nın 21, 23, 25, 27 veya 29. gecelerinden birinde olabileceği” ihtimali kuvvetli olup; herkesin bildiği kesin olan bir tarihinin olmadığı aşikardır.
İslam dini alimleri bu gecenin kesin tarihinin belirlenmemesinin, bu gecenin “feyz ve bereketinden” faydalanılması için daha uygun olduğunu belirterek; Kadir Gecesi’nin kesin tarihinin bildirilmesi halinde müslümanların sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilecekleri, oysa belirsizlik halinde, daha çok geceyi Kadir gecesi ümidiyle ibadetle geçirmelerinin söz konusu olacağını ifade etmektedirler. Dolayısıyla da, Ramazan Ayı’ nın son 10 gününün tamamının Kadir Gecesi gibi ibadetlerle değerlendirilmesi tavsiye edilmektedir.
Bu gecede nasıl ibadet edileceği hususunda gerek Kur’an-ı Kerim’de, gerekse sahih hadislerde herhangi bir ibadet tavsiye edilmemiş olup; bir hadis-i şerifte ise “inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir Gecesi’ni ihyâ edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelenmiştir” şeklinde genel bir ifade yer almaktadır.
Bu mübarek gecenin değerlendirilmesi ile ilgili olarak Hz.Muhammed’ in de özel bir ibadet şekli
tavsiye etmediği, ancak Ramazan Ayı’ nın son on gününe girildiğinde, bütün dünyevî işlerden
uzaklaşıp i‘tikâfa çekildiği, gecelerini daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği ve ailesini de
uyanık tuttuğu rivayet edilmektedir.
Yine sahih olan bir hadis-i şerifte de, Hz.Muhammed’in, eşi Hz.Ayşe’ nin “Ey Allah’ın elçisi! Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu anlarsam, o gece nasıl dua edeyim?” sorusu üzerine; “Allahım! Sen affedicisin, cömertsin. Affetmeyi seversin. Beni de affet!” şeklinde dua etmesini tavsiye ettiği bildirilmektedir.
İşte bu sebeplerle Müslümanlar, din alimlerinin çoğunun işaret ettiği Ramazan Ayı’ nın 27. Gecesini (26. geceyi 27.güne bağlayan gece), yaratıcıya kulluk bilinci içinde bol bol ibadet ederek ve geçmişte yaptıkları hatalardan pişman olarak ve bir daha tekrarlamamaya kesin karar vererek geçirmeye özen gösterirler.
”Mübarek geceleri nasıl değerlendirmek gerekir?” konusunda bilgisine başvurulan Diyanet İşleri Başkanlığı da;”Hz. Peygamber (s.a.s.), bazı mübarek gün ve gecelerin değerlendirilmesini tavsiye etmiştir. Ancak bu gün ve gecelere ait özel bir namaz veya ibadet şeklinden bahsetmemiştir. Bu bağlamda mübarek gün ve geceleri, bağışlanma ve hayatımıza çekidüzen vermek için fırsat anı olarak görmemiz gerekmektedir. Dolayısıyla müminler kandil gecelerinde, hayatlarının gidişatını gözden geçirmeli; hata ve günahları için tövbe etmeli, dua ederek, Kur’an-ı Kerim okuyup anlamaya çalışarak, kaza veya nafile namaz kılarak bu fırsatları değerlendirmelidirler.” şeklinde yorum yapmıştır.
Kadir Gecesi’nin Kur’ân-ı Kerîm, hadisler ve Hz.Muhammed’ in sözleri ile önem kazanması, toplumsal yaşamı da etkisi altına almış olup; Osmanlı zamanından beri “Kadir Gecesi”nin diğer kandil gecelerine göre daha büyük ilgi görmesine, bu gecede yapılan etkinliklerin sosyal hayata yansımasına, örf ve âdetlerin zenginleşmesine sebep olmuştur.
Toplumumuzda ramazan ayının başlangıcında okunmaya başlayan hatimlerin, Kadir Gecesi’nden önce tamamlanıp o gece duasının yapılmasına dikkat edilmiş; büyük ve ünlü camilerde hâfızlar ve duahanlar tarafından “sanatkârane ifadeler” le duada bulunma âdet haline getirilmiştir.
Minarelere sadece Kadir Gecesinde özel mahyalar asılması, tek minareli camilere “kaftan giydirme” denilen uygulama, camilerin içinin bu gece daha fazla aydınlatılması bu geceye ait uygulamaların birkaç tanesi olarak sayılabilir.
Bu kapsamda, bu önemli gece için özel olarak kaleme alınmış “Olundu âleme müjde / Getirir âlemi vecde / Ağaçlar ediyor secde / Mübârek Kadir gecesi / Cümle âlem mesrûr olur / Hep günahlar mağfûr olur / Cümle yer gök pürnûr olur / Mübârek Kadir Gecesi” gibi “Ramazan Manileri” ni de unutmamak gerekir.
“Kadir gecesinde doğmak”, “Annesi onu Kadr gecesi doğurmuş” gibi deyimler de, insanların bu mübarek geceye verdikleri büyük önemi ortaya koymaktadır.
Öyle ki, bu mübarek gecede doğan erkek çocuklara; “Kadir” ve kız çocuklara da; “Kadriye” isimlerinin konulması da, kültürümüzde bu gecenin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir.