Kapalı Alan Korkusu (Klostrofobi) Nasıl Yenilir?
Kapalı alan korkusu, bir diğer adıyla klostrofobi, kişinin hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyen fobilerden bir tanesidir. Korku; dar ve kapalı alanlarda kalındığında sıkışma, gerilme ve nefessiz kalma gibi bulgularla karakterizedir. Buna verilebilecek en bariz örneklerden biri de asansöre binme korkusu şeklinde olabilir.
İlginizi Çekebilir: Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Bu korku da tıpkı diğer korkular gibi duygusal stresten köken alır. Aslında klostrofobi, bir çeşit panik bozukluktur diyebiliriz. Fiziksel belirtiler bazında, kimi zaman panik atağa benzetilebilir.
Peki ya klostrofobi hayatımızı nasıl etkiler? Belirtileri nelerdir? Bu korkuyla baş etmek için neler yapılabilir? İşte biz de sizlere bu yazımızda, tüm bu soruların cevabı niteliğinde çeşitli bilgiler aktarıyor olacağız. Konuya ilişkin görsellere yazımızın devamında, uzman videolarına ise son bölümünde ulaşabilirsiniz.
Kapalı Alan Korkusu (Klostrofobi) Hayatımızı Nasıl Etkiler?
Tüm korkularımız değişik temellere dayanarak ortaya çıkar. Tehlikelere karşı savunma mekanizması geliştirebilmek ve hayatta kalabilmek için belli oranda zihnin korku üretmesi normal kabul edilebilir. Ancak bunun normalin ötesinde olması, fobi olarak adlandırılarak stres seviyemizi yükseltir.
Yaşam kalitemizin düşmesi korkumuzun derecesiyle bağlantılıdır. Klostrofobisi olan bireylerde bu korku aşırı düzeyde ise şöyle örnekler görülmesi muhtemeldir.
- Asansöre binememe (yüksek katlı yerlerde dahi merdiven kullanma)
- Bulunulan odanın kapısını kapatarak oturamama
- Oturulan yerde sürekli pencerelerin açık tutulmasını tercih etme
- Araç içinde yine camları açarak seyahat etme
- Evin içerisinde uzun süre kalamama ve dış mekana çıkma isteği
- Gidilen ortamlarda açık alanlarda olmak isteme gibi..
Bu gibi durumlarda kişiler, topluluğa uyum sağlamakta zorlanabilir veya bulunduğu ortama odaklanmakta güçlük çekerek yoğun kaygı durumu yaşayabilir. Peki ya kapalı alan korkusunun fiziki ya da ruhsal semptomları (belirtileri) nelerdir?
Kapalı Alan Korkusu (Klostrofobi) Belirtileri
- Korkuyu tetikleyecek bir unsur olduğunda (kapalı yerde kalmak gerektiğinde); nefes almakta güçlük çekme
- Kendini sıkışmış, daralmış ve/veya ölecekmiş- boğulacakmış gibi hissetme
- Terleme (soğuk ter boşalması)
- El ve ayaklarda uyuşma ya da titreme
- Kal atışında hızlanma (taşikardi- aritmi gibi problemler)
- Mide bulantısı, kusma
- Ağız kuruluğu
- Kulak çınlaması
- Baş ağrısı, baş dönmesi, gerçeklik algısının yitirilmesi
- Baygınlık hissi, ölmekten korkma, yüzde kızarıklık ve kan basıncında yükselme
- Uzun süre kapalı alanda kaldığında; oradan hiç bir zaman çıkamayacak gibi hissetme (hapsedilmişlik duygusu)
- Kapalı mekanlardan kısa sürede kaçma- uzaklaşma eğilimi
- Kapalı ortamlardayken yaşanan konsantrasyon bozuklukları
- Kapalı bir ortamda kalacağını düşününce göğüs kafesinde yaşanan sıkışma hissi
- Kapalı bir ortamda kalmayı hayal etmekten bile kaçma davranışı şeklinde sıralanabilir.
Kapalı Alan Korkusunu Etkileyen Faktörler Nelerdir?
- Mağazalar- alışveriş merkezleri
- Asansörler
- Uçak ve otobüs gibi ulaşım araçları
- Tüneller ve metrolar
- Döner kapılar
- Umumi alanda bulunan tuvaletler
- Tomografi veya MR cihazları
- Bodrum katlar
- Mağaralar
- Penceresi bulunmayan odalar
- Kalabalık mekanlar
- Mağaza ve AVM’lerde bulunan giyinme-soyunma kabinleri şeklinde sayılabilir.
Kapalı Alan Korkusu İle Nasıl Baş Edilir?
Öncelikle bu korku ile başa çıkmak için yapmanız gereken, mutlaka psikolojik destek (profesyonel yardım) almak olmalıdır.
Kapalı alan korkusunun tedavisinde, bilişsel davranışçı terapi (BDT), kademeli olarak maruz bırakma ve/ veya medikal tedavi (antidepresanlar, kaygı giderici ilaçlar) gibi seçeneklerden yararlanılır. Bu noktada hastanın öyküsü, tıbbi geçmişi ve fobisinin şiddeti belirleyici unsur olarak göz önünde bulundurulur.
Özellikle kişinin yaşam standartlarını büyük ölçüde düşüren durumlarda muhakkak bir psikiyatri kliniğine başvurulmalıdır. Tüm bunlara ek olarak kişinin yapabileceği bazı hayat tarzı değişiklikleri sayesinde de klostrofobi ile başa çıkması daha kolay olabilmektedir. Bunlardan bazıları ise şöyledir;
Nefes egzersizleri ile doğru şekillerde nefes alıp verme çalışmaları yaparak duygularınızı yönetebilirsiniz.
Yoga veya meditasyon gibi rahatlatıcı uygulamalardan yararlanabilirsiniz. Böylece hem kaslarınızın hem de zihninizin gevşeyerek dinlenmeye geçtiğini fark edeceksiniz.
Karbonhidrat alımını sınırlandırarak bolca yeşillik ve su tükettiğiniz bir diyet programı sayesinde vücudunuzdaki gerilimi minimum seviyeye indirebilirsiniz. Ayrıca mutlaka düzenli, kaliteli ve yeterli uykuya da önem vermelisiniz.
Kapalı alan korkusunun tetiklenmeye başladığını hissettiğinizde; zihninizde hemen açık, ferah, aydınlık bir alan canlandırmaya çalışarak panik halini kontrol altında tutabilirsiniz.
Ayrıca rahatlatıcı müzikler dinlemek ve açık hava yürüyüşleri yaparak oksijen depolamak da yine anksiyeteyi azaltmaya yarayan önlemler arasında yer alır.