Lohusa Kadına Söylenmemesi Gereken 7 Şey!

Lohusa kadın, yeni doğum yapmış ve doğumun ardından özellikle ilk 2 aylık süreçte olan taze anneye verilen addır. Lohusalık dönemi ise adeta hayat yolculuğunda açılan yepyeni bir sayfadır. Yaklaşık 9 ay boyunca o günlerin hayali kurulmuş, eve yeni bir bireyin gelecek olmasına yönelik pek çok hazırlık yapılmıştır. (İlginizi Çekebilir: Rüyada Hamile Olduğunu Görmek Ne Anlama Gelir?)

”Bir bebek doğar, bir anne doğar” sözünü çoğumuz duymuşuzdur. Dünyaya gözlerini açan ve her şeyiyle annesine muhtaç olan yeni bir canlı, hayata da yeni bir soluk getirir. Kadın vücudu hemen hemen 40 hafta süren gebelik serüveninin ardından artık anne olmaya, süt üretmeye ve yavrusunu koruyup öz bakımını yapmaya programlanacaktır.

Tüm bu değişimlere adapte olmaya çalışan ve elbette bu esnada da bazı bocalamalar yaşayıp, buhranlar geçiren taze anneleri ziyaret ettiğimizde ise bize düşen görevler olduğu kadar, söylemememiz gereken bazı sözler ve sormamamız gereken bir takım sorular vardır. İşte bu yazımızda tam olarak bunlara değineceğiz. Konuya ilişkin görsellere yazımızın devamında, uzman videolarına ise son bölümünde ulaşabilirsiniz.

Lohusa Kadına Söylenmemesi Gereken Şeyler!

Yorgun Görünüyorsun

Elbette dünyaya gözlerini yeni açan bir bebek, gece ve gündüz ayrımına varamaz ve uyku saatleri de düzensiz olur. Ayrıca buna gece beslenmesini ve alt temizliğini de eklersek lohusa kadının uykusuz, halsiz ve bitkin olması kaçınılmazdır.

Ancak bu söylem zaten psikolojik açıdan adaptasyon döneminde olan sancılı anneyi daha da umutsuz ve yorgun bir hale getirebilir. Onun yerine; ”istersen sen biraz uyu veya bir kahve içip dinlen, ben birkaç saat bebekle ilgileneyim” gibi bir teklifle gitmeniz, çok daha yapıcı ve toparlayıcı olacaktır.

”Ben Doğum Yaptığımda (…)” Şeklinde Başlayan Cümleler

Her annenin anneliği ve bu sürece bakış açısı ya da bebeğini büyütme şekli tümüyle kendisine özgüdür. İlerleyen teknolojik gelişmeler ve artan bilinç düzeyi bu bakış açılarında pek çok farklılığın oluşmasına neden olur. Dolayısıyla sizin zamanınızın anneliği veya sizin döneminizin doğruları, karşınızdaki kişinin doğruları ile örtüşmeyebilir.

Elbette ki burada niyet iyidir ve kendi deneyimlerini aktararak lohusa kadına yardımcı olabilmektir. Fakat bazen iyilik bile istenmeden yapılmamalı, sorulmayan soruların da cevapları verilmemelidir. Yeni süreçle ve bebeğiyle arasında aidiyet bağı kurmak için çabalayan anne, bazı yaklaşımları aşırı müdahale olarak algılayıp, incinebilir.

Emziriyor Musun veya Neden Emmiyor?

Nasıl ki her annenin anneliği kendine özgü ise, bebeğini besleme şekli de aynı şekilde özel ve kutsaldır. Annenin sütü gelmemiş veya yetersiz olabilir, bebeği ilgilendiren bir takım sorunlar nedeniyle emzirme süreci istediği şekilde ilerlemiyor olabilir veya anne, bebeğini mama ile beslemeyi uygun görmüş olabilir.

Bu noktada anneye akıl verir şekilde konuşmak, onun yetersizlik, değersizlik ve başarısızlık duygularını tetikleyecek, sürece uyum sağlamasını ise zorlaştıracaktır. Tümüyle anne ve bebeğini ilgilendiren özel bir konuda ne kadar çok yorum yapılırsa bu o kadar yaralayıcı olabilir.

Doğum Kiloların Kalmış!

Doğum yapmak kadının tabiatına verilen en mucizevi armağanlardan biridir adeta! Ancak lohusa kadın doğum sonrası kendi vücudundaki değişimlerden dolayı yabancılık çekebilir, kendisini dişi gibi hissetmiyor olabilir ve hormonlarının da etkisiyle kilosu ya da fiziksel görünümü ile ilgili sözleri duymak istemeyebilir.

Karşınızdaki kişi anne de olsa, her şeyden önce bir kadındır ve estetik kaygıları ile ilgili hassas konularda duyacağı negatif cümleler, onda tahmininizden daha ötede bir algı yaratabilir. Yeni anneleri üzmek istemeyiz, değil mi?

Bebeğini Kucağa Alıştırma!

Anne ve bebek arasındaki o kuvvetli ve eşsiz bağ, bebek henüz ana rahmine düştüğü andan itibaren oluşmaya başlar. Yeni doğan döneminde ise gittikçe gelişerek güçlenir. Bebeğin ise özellikle yaşamının ilk 1 yılında sıklıkla anne ile ten tene temasa ihtiyacı vardır. Bu onun hem fiziksel hem de zihinsel gelişimi için oldukça önemlidir.

Buradan hareketle lohusa kadına, bebeğini hangi sıklıkta kucağına alması ile ilgili fikirler vermek oldukça yanlış bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca yeni annenin bebeği ile olan iletişimine ve bağına müdahil olmak, ne kadar doğru olabilir ki?

Bebeğin Büyüyene Kadar Dışarı Çıkmayı Unut!

Bir kadının anne olması, sosyal hayattan tümüyle soyutlanacağı anlamına gelmez. Aksine tüm gün evde bebeğiyle ilgilenen bir kadının bunalmış olma hakkı vardır ve çıkıp hava almaya, sosyalleşmeye her zamankinden daha çok ihtiyaç duyabilir.

Anne, bebeğini düşünecek, koruyup kollayacak akla ve fikre sahiptir. Bu nedenle dışarı çıkan lohusa kadını engellemek, onun psikolojisini bozmaktan daha öteye gitmeyecektir. Üstelik deşarj olan yeni anne, eve döndüğünde bebeğine karşı çok daha verimli ve güler yüzlü bir hale gelir.

Bir Bebek Daha Düşünür Müsün?

İnsanların üreme hakkı yalnızca kendilerini ilgilendirir. Lohusa kadın ise zaten dünyaya yeni getirdiği bebeğine yetmeye çalışıyordur. Tüm bu zorlu süreçlerle mücadele edip sistemini oturtmaya çalışırken ona; ”bir çocuk daha yap veya buna bir kardeş lazım, yalnız kalmasın” gibi söylemlerde bulunmak için henüz çok ama çok erkendir.

Evet görüldüğü üzere yeni annelerin zamana, sabra ve çok daha önemlisi müdahaleye değil yapıcı konuşmalar ışığında desteklenmeye ihtiyaçları vardır. Lütfen onlarla konuşurken, kelimelerimizi daha özenle seçelim, süreçlerine ise olumlu anlamda katkı sunmaya özen gösterelim!

Lohusa Kadına Söylenmemesi Gereken Şeyler İle İlgili Video